Menü
Ara
|
Abdominal Aort AnevrizmasıKalpten (sol ventrikülden) pompalanan
kanı vücudumuza aort adı verilen atardamar dağıtır (Bkz. Kan dolaşımı)
Aort vücudumuzun en kalın atardamarıdır. Sol ventrikülden çıktığında 3
cm olan çapı, aşağı indikçe 1.75 cm'ye kadar azalır. Organlarımıza giden
bütün atardamarın hepsi aortdan çıkar. Aort, kalbten (sol ventrikülden)
ayrıldıktan sonra aşağı doğru yönelir, göğüs boşluğunu geçer,
diafragmadan karına girer, burada da çeşitli organlara dallar verdikten
sonra karın alt kısmında ikiye ayrılır ve bacak atardamarlarıyla devam
eder.
Aortun ve kalpten çıktıktan sonra seyri boyunca verdiği önemli dallar (torasik: göğüs, abdominal: karın)
Aortun, göğüs boşluğundaki kısım
torasik aort, karın boşluğundaki kısım ise abdominal aort olarak
adlandırılır. Abdominal aort anevrizması (AAA) aortun karın bölgesinde
olan kısmının bir bölümünün genişlemesi, deyim yerindeyse
balonlaşmasıdır. Anevrizma denilebilmesi için genişlemenin olduğu yerde
çapın, aortun normal çapının %50'inden fazla olması gerekir. Aort
anevrizmaları göğüs bölgesinde de olabilirse de karın bölgesinin
anevrizmaları çok daha fazla görülür. Karın bölgesinin anevrizmaları,
tüm aort anevrizmalarının %75 'ini oluşturur, erkeklerde daha sıktır ve
yaşla sıklığı artar. 65 yaş üstü erkeklerin %2-13'ünde kadınların da
%6'sında bulunmaktadır. Genel sağlık taramalarda bulunan anevrizmaların
%90'ı küçüktür (3.5 cm altında) yani tehlikeli değildir, ancak izlenmesi
gerekir.
Peki bunun önemi nedir? Anevrizmaların
en korkulan tarafı, genişlemeye devam edip günün birinde
yırtılabilmesidir. Bu durumda aort içindeki kan süratle karın boşluğuna
dolar ve yırtığın büyüklüğüne göre kısa bir zaman içinde ölüm meydana
gelir. Yırtılan anevrizmalarda ölüm oranı %70-90 arasındadır. ABD'de her
yıl AAA yırtılmalarında 15.000 kişi kaybedilmektedir. Bundan dolayı
aort anevrizmalarının tanısı, yırtılmadan tedavisinin yapılabilmesi
yönünden yaşamsal öneme sahiptir. Abdominal Aort Anevrizmasında Nedenler, Şikayetler ve TanıAbdominal aort anevrizmalarının (AAA) nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı ciddi risk faktörleri var: sigara çoğu şeyde olduğu gibi burada da baş rolü oynuyor. Yine damar sertliği (ateroskleroz) olan hastalarda AAA sık görülüyor. Ayrıca hipertansiyon ve genetik faktörlerin de rolü var. 65 yaş üstü kardeşlerde AAA bulunması durumunda kişinin kendisinde de anevrizma gelişme riski %18'e kadar çıkıyor. Kalp damar hastalığı veya periferik arter hastalığı (bacak atardamar hastalığı ) olanlarda AAA oranı daha yüksektir.ŞikayetlerAAA'ları çeşitli nedenlerle karın
bölgesinin ultrason veya BT (bilgisayarlı tomografi) incelemesi
sırasında tesadüfen bulunur. AAA'ların bir çoğunda şikayet yoktur. Çok
sık olmamakla birlikte bazen karın, sırt veya testislerde ağrı olabilir.
Muayene sırasında dinleme aleti (steteskop) ile göbek çevresinde üfürüm
duyulabilir. Karın yağ dokusu fazla olmayan hastalarda ise el ile her
kalp atımında genişleyen bir kitle olarak hissedilebilir.
AAA'larının en korkulan yanı
anevrizmanın yırtılmasıdır (rüptür). Bu durumda aort içindeki kan
yırtılan anevrizmadan karın boşluğuna dolar. Yırtılan bir anevrizmada
şiddetli bir sırt ağrısı, ciddi tansiyon düşüklüğü, soğuk terleme,
bilinç bulanıklığı ile süratle ölüm meydana gelir. Hastaların ancak
yarısı hastaneye gidecek kadar yaşar. Hastaneye ulaşıp derhal ameliyata
alının hastaların ise yine ancak yarısı yaşar. Görüldüğü oldukça
karanlık bir tablo. Bundan dolayı AAA'ların yırtılmadan önce tanınması
son derece önemlidir.
TanıTanıda yararlanılan testler:Ultrason: ses ötesi
dalgalarla çalışan zararsız ve oldukça kolay bir tetkiktir. AAA'ları
saptamada oldukça değerlidir. Bundan dolayı 65-75 yaş aralığında
özellikle sigara içenlerin en az bir kez ultrason ile AAA araştırılması
önerilmektedir.
BT (bilgisayarlı tomografi):
röntgen ışınları ve kontrast madde (görüntü sağlayıcı ilaç) kullanır.
Damarlar görüntülenir hatta 3 boyutlu görüntüsü çıkarılır. Tanıda yüksek
değere sahiptir. Ultrasonun yeterli olmadığı durumlarda da önemli katkı
sağlar.
MRI (manyetik rezonans görüntüleme): BT ye oldukça benzer ama röntgen ışınları ve kontrast madde kullanmaz.
Anjiyografi: Damardan
özel bir ilaç (kontrast madde) verilerek ve röntgen ışınları
kullanılarak aortun filmlerinin çekilmesidir (koroner anjiyografi gibi).
Bu işlem için kasık veya kol atardamarından girilir. Ancak anevrizma
bölgesinin özelliklerini (tam çapı, pıhtı içerip içermediği, kalsiyum
miktarı vb) elde etmedeki değeri sınırlıdır.
Bir abdominal aort anevrizmasının anjiyografik görüntüsü
AAA'lar damar sertliği sonucu oluştuğu
için bu hastalarda koroner arterlerde de hastalık olma olasılığı
vardır. Bundan dolayı hastalar kalp damar hastalığı yönünden de
incelenmelidir (efor testi, koroner anjiyografi vb).
Abdominal aort anevrizmalarının (AAA) tedavisinde, anevrizma ile ilgili özellikler oldukça önemli bir rol oynar:
Sigara ve tansiyon yüksekliği anevrizmanın çapını hızlı artıran en önemli nedenler arasındadır. Anevrizma bu şartları taşımıyorsa belli zamanlarda (örneğin 6-12 ay) ultrason
ile kontrolleri yapılır ve büyüklüğü izlenir. Çapı 4-5.4 cm olan anevrizmalar
6-12 ay aralıklarla, çapı 3-4 cm olanlarsa 2-3 yıl aralarla ultrason veya
tomografi ile izlenir. Tedavi edilmesi gerekiyorsa değişik yollar vardır: Cerrahi: Çoğunlukla yapılan budur. Ameliyat ile karın açılır anevrizma bölgesi alt ve üst tarafından bağlanır ve araya sentetik materyalden yapılan yapay damar (greft) konur. Operasyonda ölüm oranları %2.7-5.8 arasındadır. Acil koşullarda (yırtılma gibi) ve eşlik eden bazı faktörlerin varlığında (ileri yaş, böbrek hastalığı, şeker hastalığı, akciğer hastalığı vb) ölüm oranları daha da yükselir. Endovasküler tedavi (EVAR): Kateter ile yapılan koroner arterlerdeki stent işlemine benzer. Stent metalleri nitinol (nikel+titanyum) veya çelik (stainless stell) olabilir. Ameliyata gerek olmadan kasık atardamarından girilerek uygun uzunluk ve çapta stent anevrizma bölgesine yerleştirilir. Bu yöntemin başarı şansı yüksek ve kısa süreli sonuçları oldukça iyidir. Cazip gibi görünebilmekle birlikte her durumda kullanılamaz: aort stentleri ancak belli özelliklere sahip anevrizmalarda uygulanabilmektedir. Stent takıldıktan sonra belli aralarla hasta izlenmelidir. Stent takılan hastalarda stent çelik ise MR tetkikleri yapılmamalıdır. Nitinol stentlerde MR yapılabilir. Aort stentlerinde uzun süreli sonuçlar fazla bilinmemektedir. Onun için ancak cerrahi tedavinin yapılamadığı veya cerrahinin riskinin yüksek olduğu ve anevrizmanın da stente uygun olduğu durumlarda kullanılabilir. Bunların düşünülmediği hastalarda ise medikal (tıbbi tedavi) yapılır:
Abdominal aort anevrizmasının endovasküler yöntem ile tedavi edilmesi. Anevrizmanın içine etrafı özel bir malzeme ile kaplı stent (greft) yerleştirilerek anevrizmanın problem yaratması engellenir (sağdaki resim). Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Alpmanhttp://www.ahmetalpman.com/defkonuoku.asp?id=2575&konuindex=120 |
Takvim
İstatistik
Online: 1 Misafir: 1 Kullanıcı: 0 |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||